Cuma, Kasım 03, 2006

Yara Bere

Hergün yara bere içinde okuldan geliyor bizim hatun. Ya çarpışıyor birileriyle, ya kendi kendine düşüyor ya da dünkü gibi kendinden büyük çocukların isteyerek ya da istemeyerek yaptıklarından yara alıyor. Yerden yüksek oynarken oralardaki büyük bir çocuk elini incitmiş bizimkinin. Pek gözümde canlandıramadım nasıl olmuş ama ağrısı dayanılmaz değildi en azından. Kazalar kaçınılmaz. Büyümenin gereği herhalde yara almak.
Pek görüşemedik de akşam. Oğluş artık uyurken odasından dışarı çıkarttırmıyor beni. Yatma saatine kadar başbaşa geçirebileceğimiz zamanları da oğluşun uyku saati almış durumda. Babasıyla vakit geçiriyor bu sırada ve hayatından memnun. Ama ben onu özlüyorum. Yaralarının nasıl oluştuğunu en son ben öğreniyorum.
Dün akşam benim elyazısı bilmediğimi öğrendi ve çok şaşırdı. Öğretirsen öğrenebilirim dedim. Sofra hazırlarken birkaç harf yazdırdı bana. Yanlış yaptıkça da bir öğretmen edasıyla şöööyle çizeceksin, burdan kıvrıl, burda dön diye kendisi çizdi harfleri. Sonra biraz daha öğretebilmek için peşimde dolandı durdu. Ve ben yine şu an değil, kardeşin uyusun ondan sonra dedim. Oğluşun odasında çıktığımda yatmıştı. Başka harf öğrenemedim.

20 yorum:

BoriPori dedi ki...

durum bizde de farklı değil sumruş, dün akşam banyo yaptırırken bir baktım, bacaklar vuruklardan mosmor hale gelmiş.. el yazısına ben de özenip öğretme bahanesiyle alıştırma yapıyorum:)

EBRU dedi ki...

Sevgili Annelog aynen senin de dediğin gibi düşe kalka, yara bere ala ala büyüyecekler ne yapalım. Benim afacan oğullarımda öyle. Eskiden panik olur aman diye feryat ederdim birşey olduğunda ama artık alıştım. Bizimkiler de sık sık bir macera ile geliyorlar eve. Küçükken hepimiz böyleydik öyle değil mi? Senin kızın gibi bizimkiler de satranç bilmediğimi duyunca çok şaşırmışlardı ve büyük bir havayla biz sana öğretiriz anne demişlerdi. Kendileri de yeni öğreniyor ama öğrendiklerini de çok güzel bir şekilde bana aktarıyorlar. Onlar büyüdükçe bakalım onlardan daha neleri öğreneceğiz. Çok şey öğreneceğimize eminim nesil değişti. Sevgiler...

Deniz dedi ki...

Faca cocuklugun sanindan degil midir ki yani? Pek havali bes alti tane yara izim hala duruyor benim ki ben hareketli sayilmazdim, tuzluk gibi oturan bir cocuktum. Gecmis olsun hanfendiye ama olay boyle bence, sonradan bakmasi neseli oluyor.

Adsız dedi ki...

Geçen cuma işten erken çıkıp, Pınar' ı aldım, birlikte ufak bir kırtasiye turu atıp, eve döndük, ana kız soframızı kurup, yemeğimizi yedik ve sohbet ettik. Sonra da o ödevinin başına oturdu bende yanında kitabımı okudum. Süper bir deneyim oldu benim için :) Zira yaptıklarını, bayatlamadan, o ilk heyecanı ile ilk elden dinledim.

Bir fırsatını yaratıp, tekrar yaşanılacak anlar arasına ekledim. Çalışan bir anne olarak sürekli yapmam mümkün değil, bir fırsatını yaratıp tekrar deneyeceğim.

Unutmadan, dün bizimkide ilk darbeyi almıştı.

Neşeli

Annelog Atölye dedi ki...

Öğreniriz tabii Ebruş, öğrenmemnin yaşı yok:)

Nesil hem de nasıl değişti Ebru! Bu arada satrancı ben de bilmiyorum:)

:))Haklısın Deniz, çocukluğun şanındandır bunlar:)

Daha fazla fırsat yaratmak gerek Neşelicim, işten erken kaçmak da dahil:)

elma dedi ki...

ben agaclardan inmezdim cocuklugumda Annelog.hele mahalledeki meyve agaclarina cikar, saatlerce otururdum dallarininarasinda, incir ve badem yerdim:)ve cok duserdim, cok sakardim, hala dizlerimde izleri durur. umarim aldigi yaralara yolacan arkadaslarinin niyetleri baska degildir..

diger konuda ise; iki cocuklu calisan bir anne olmak cok zor sanirim. Caresi ise yok gibi, basa gelmeden bilinmiyor..

KUGUU dedi ki...

Annesine elyazisi ogretirmis,canim yaaaa:) masallah ona.

nimetin.blogspot.com dedi ki...

yavrum benim ya;)) bide çocuklara el yazısı çıkartmışlar. daha mı iyi annelog. nazanda yazıyor ama epey zorlanıyor.

nimet

Age35 dedi ki...

Aynı dialoglar bizim evde de geçiyor annelogcumm..Bende hakikaten beceremiyorum el yazısını ve mercimek benden çok daha güzel yazıyor=)

Zehra dedi ki...

canımm benimm:) iş hayatı yüzünden herşey :( zor ya :) hadi ben çalışıyorum okuyorum ama ev hanımı olmak zor yaa :((( çook hemde :)) annem tatile gidince anlıyorum ne olduğunu valla :)) buarada sana kolay gelsin el yazısında :)) seni kocaman çok öptüm:) güzel bir hafta sonu dilerim :)))

Asortik Krep dedi ki...

Benim resimdeki kaydırak dikkatimi çekti..Çocukların oynadığı bir oyuncak ve yerler taş ! Hiç değilse kuma oturtsalarmış..

Zehra dedi ki...

bennn geldimm :)))))) iyi geceler diledim ben gitttimm :))

Annelog Atölye dedi ki...

Şanlı bir çocukluk olmuş Elma Şekeri:)

Sağol Kuğucum, haftasonu da olmadı öğrenemedik:(

Alışırlar Nimet, ama biz öğrenir miyiz bilemiyrum tabii:)

Ağaç yaşken eğiliyor Age, biz ne kadar eğiliriz düşün artık:)

Annelog Atölye dedi ki...

Hoşgeldin Zehra:)) Zor tabii. Ev hanımlarının işi çok daha zor bence. Ben yapamazdım, zorlanırdım diye düşünüyorum. Sana da güzel bir hafta dilerim:)

Bazen aynı anda pek çok topu havada tutup düşürmeden çevirmeye çalışıyor gibi hissediyorum ben Mercan. Her an herkesin taleplerini karşılamaya çalışmak ama yine de birilerinin hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmaz galiba.

Yok beton değil, kalın plastik levha onlar Asortik. Ben de bakarım öyle şeylere hemen. Sivri kenarlar, açıkta kalmış paslı demirler ilk anda gördüklerim olur hep.

ibeking dedi ki...

annelog ya nasıl yani bu uyku problemleri 3 yaşlara gelince de mi bitmiyo??

Annelog Atölye dedi ki...

Bizim ufaklık 2 yaşını dolduracak Aralık'ta. Dönem dönem değişik talepleri oluyor İbeking. Geceleri de çağırıyor mesela bu aralar. Sesimi duyunca uyumaya devam ediyor.Kızım 6 yaşını bitirecek yine Aralık'ta. Hiçbir sıkıntı yok. Yani en geç 5-6'da deliksiz uyuyorlar:))

renkler dedi ki...

Büyümüş de annecisine yazı yazmayı öğretiyormuş. Kız çocuklarının yazısı daha iyi oluyor. Benimkini o kadar kötü ki yazısı. Neyse dersleri iyi olsun da. Öptüm...

Annelog Atölye dedi ki...

Benim de yazım çok kötü Renkler:) Daha kötüsü bazen nedense iyi yazıyorum ama devam ettiremiyorum??

Adsız dedi ki...

Ne kadar güzel inanın çok duygulandım yazınızı okurken,henüz evli bile değilim ama o kadar farklı anlatmışsınız ki anne olmayı o duygunun yüceliğini yüreğimde hissettim o sevgiyi....Çocuklarınızla gittikçe çoğalan,arada tuzu biberi de olan ama hep kararında kalan bir yaşamınız olsun...Sevgiyle,maviyle kalın...Blogumda görmek isterim sizi...yaaa ben hala etkisindeyim bu arada gerçekten çookkk özel bir duygu seli yarattınız bende yüreğinize sağlık...

www.blogcu.com/aydayla

Annelog Atölye dedi ki...

Hoşgeldin Ayda:)Çok hoşuma gitti yazdıkların, ne mutlu bana güzel şeyler hissettirmişim:) Sayfana uğradım, yorum bırakamadım en kısa zamanda daha uzun oturmaya geleceğim.
Sevgiler:)