Cuma, Mayıs 25, 2007

Mis Kokulu Kitap!

Sevgili Binnur sessiz sedasız, yaptığı nefis ekmekleri bir kitapta toplamış! Çok sevindim ve Haziran'da kitapçılardan ısrarla isteyip hemen edineceğim. Bravo Binnur, tebriklerimi kabul et şimdiden.

Su

Su konusunda olabildiği kadar titiz davranmaya çalışıyorum. Burada güzel bir çalışma yapmışlar. Çocuklarımız, geleceğimiz için her türlü israfı durdurmak görevimiz. Daha duyarlı olmalı. Öncelikle ben ne yapabilirim demeli. Kendi adıma pekçok yapılabilecekler var. Çocuklara da tutumluluğu aşılamanın en iyi yolu onlara örnek olmak. İtiraf etmeliyim ki, çok iyi örnek olamadığım zamanlar oldu. İşi sıkı tutmalı. Çeki düzen vermeliyim kendime. Bugünden başlayarak hem de.

Salı, Mayıs 22, 2007

Okuma Bayramı

Pazar günü okuma bayramımız vardı. Çoşkulu, renkli, hareketli, dakik, eğlenceli ve neşeli geçti. Bir yılda bu kadar büyümüş olabilirler mi diye şaşırtarak velileri, karşımızda ufak ölçekli de olsa 1 yıl daha büyümüş insanlar gördük. Gururla, azimle görevlerini yerine getirip, tekleyen arkadaşlarına unuttuğu sözleri fısıldayacak kadar büyümüş, dayanışmayı öğrenmiş, ışıl ışıl bir sürü gencecik çocuk, gelecek günler için hala umut var dedirtti bana. İçim ferahladı. Sular serpildi biraz yüreğime.
Kendi okuma bayramım, ki bundan yirmiyedi yıl öncesinden bahsediyor oluyorum bu durumda, ve o günkü heyecanım aklımda. Sanırım kızım da hatırlayacak ileride bu günü, hoş hatırlamasa da heyecandan ve oğluşumu uzun süre kucağımda tutmaktan yorulmuş kolumun titremesinden biraz oynak çekimler yaptığım kasetten izleyebilecek. Neyse ki daha çok babası kaydetti herşeyi, eminim benden kat kat iyi bir kameraman.
Hoş, çocukların günlerce hazırlanıp yorulup, sahnede uzun ve heyecanlı gösteriler yaptırılmalarına biraz şüpheyle bakmıyor da değildim. Ama o kadar insanın önündeki rahatlıkları, sakince mikrofon düzeltmeleri, uzun uzun şiirleri rontları takılmadan okumaları, sahne giriş çıkışları, disiplinli tavırları iyi ki böyle bir gösteri hazırlanmış dedirtti. Tüm öğrenciler ve öğretmenler çok yoruldular eminim ki, ufak aksaklıklar olmuş dediklerine göre ama biz göremedik onları. Bizim hatunumuz ise çok başkaydı o gün, bizim gözümüzde. Sanırım o da farklı biz gözle baktı kendine. Gerçi hemen ertesi gün beşinci sınıflar bahçenin hep oyun oynadıkları kısmından bizimkileri kovalayınca çok üzülmüş. Onların da bir zamanlar birinci sınıf olduklarını unutma, kendileri unutmuş galiba dedim. Biraz rahatladı. On yıl boyunca bu okulda kalmak istiyorum dedi bir de bana. Neden on bilmiyorum ama okulunu seviyor demek ki. Umarım böyle devam eder..

Çarşamba, Mayıs 16, 2007

İlk Mavişler

Bugün oğluşun ilk mavi kitaplarını aldım. Burdan da temin edilebilirmiş, bağlantı vermek için ararken gördüm. Ablasıyla neredeyse tüm seti zevkle tamamlamıştık ve çok eğlenmiştik. Sanırım toplamda beş altı kitaptı eskiden, yenileri eklenmiş galiba. Biraz fiyatları artmış bu yıl. Henüz erken olabilir ama görünce dayanamadım, toparladım hemen birkaçını. Ablasından duyup öğrendiği kadarıyla yirmiye kadar saymaya başladı bile, özgün bir sıralama yapıyor tabii, onikiden sonra onsekiz gelemez diye bir kural yok ki.

Pazartesi, Mayıs 14, 2007

Üzgün

Her sabah neşeli doğamıyor güneş. Anlık da olsa anneler de çam devirebiliyor. Anneler de üzebiliyor çocuklarını. Oysa ki, tüm haftasonu boyunca bana yazılar yazdın kalpler içinde, kartlar verdin ellerinle boyadığın ve okul kermesinden alınma pembe inci boncuklu küpelerim bile varken, ha bir diğer hediyem de içi lavantalı güllü kırmızı keseciğimden hala mis kokular yayılıyorken, seni bu sabah kırmasam ne iyi olacaktı. Bakışın aklımda, öyle ufacık, öyle kırgın ve öyle üzgündü ki gözlerin, akşam olsa da sana sıkı sıkı sarılsam diye çabucak geçsin saatler istiyorum. Gözlerimin önünde o kadar hızla büyüyorsun ki, bocalıyorum.
Akşam olsun biran önce, gözlerinde gülücükler göreyim. Bu akşam birlikte uyuyalım. Uyumadan önce de bol bol konuşalım. Akşam olsun biran önce.

Pazartesi, Mayıs 07, 2007

Pazar

Pazar günleri başka bir plan veya ani bir program olmadığı sürece, mutlaka yaptığımız şeyler ve mutlaka uğradığımız yerler vardır. Rutinimiz bellidir. Ama gelecek tekliflere de herzaman açığızdır. Başkaca söz verilmiş bir yer yoksa, hemen yeni plana uyarız, ona göre kendimizi ayarlarız. Zamanı en iyi nasıl değerlendirebiliriz hesabı yaparız. Faydalarını da çokça görürüz. Dünkü gibi, ani Sapanca planına ailecek hemencecik hazırlandık mesela. Kızım ve arkadaşlarını çıplak ayaklarla dere içlerinde çamur içinde oynar, etrafta koşuşturur ve gülüşür görmek, oğluşumla birlikte küçük dereciğe taş atmak inanılmaz keyifliydi. Göl kıyısında konakladığımız yer rüzgarlı olmasına rağmen, yükseğe çıktıkça artan sıcaklık bunaltsa da, çok güzel bir gezi oldu bizim için. Alabalık tesislerine ek olarak mesela sucuk ekmek tesisleri de olsa süper olurdu. Öyle çok sevdiğimden değil ama açık hava bol oksijen müthiş acıktırıyor ve kılçık ayıklamak insanı yoruyor. Hele çocuklar yiyecekse kat kat dikkatli olmak lazım.
Yaz bastırmadan bol bol pikniksi geziler yapmalı, çimenlerde koşturup baharın keyfini çıkarmalı. Önümüzdeki günler nelere gebe, nasıl bir gelecek bizi bekliyor merak içinde iken, biraz olsun nefes alabilmenin yolunu bulmalı.
Bugün haftanın ilk günü ama şimdiden haftasonu planları yapıyorum. Sağlıklı olalım öncelikle. Bulabildiğimiz tüm boşluklarda, baharın tadını çıkaralım istiyorum. Öyle kısaldı ki bu mevsim, gözaçıp kapayana kadar bitiveriyor. Kaçırmayalım.

Çarşamba, Mayıs 02, 2007

?!!

Oğluş, gece uykusu için yattığı yatağında kıpır kıpırdanmakta, anne odanın diğer köşesinde uzanmış uykuya dalış anını sabırla beklemektedir. Kıpır kıpırlar bir türlü bitmek bilmez. Mümkün olursa ablayı uyumadan önce tekrar görecektir anne. Ve daha bezelye pişirilecektir. Karanlık odada uyuyakalma riski de cabasıdır. Bir kaç kez hadi artık kapat gözlerini, oynama emziklerinle uyarıları yapılır. O ana dek, uyuyana kadar anneyi odasından çıkartmayan iki buçuk yaşındaki oğluş dayanamaz ve "Anne sen git artık istersen" deyiverir. Anne şaşırır, nasıl izin çıktığını anlayamaz. Peki, iyi geceler der, kızının yanına gidip iyi geceler sarılması yapar, bezelye pişirir. Hala şaşkındır.