Pazartesi, Nisan 26, 2010

Öğrendikçe..

Bu aralar iki konu hakkında sürekli okuyorum. Biri gdo, diğeri ise kanseri önlemenin yolları..Her iki konuda da "farkındalığım" arttıkça, endişemle beraber harekete geçme isteğim de artıyor.
Deccal Tabakta ilginç ve çoğu yerde dine bağlantı verse de, tarafsız bir kitap. "Global"leşen dünyanın, evimize alıp götürdüğümüz, en sevdiklerimizi beslediğimiz, alışveriş filemize ve hergün midemize saldıran, masum yüzlü ancak sinsi pek çok "besin" yetiştirdiği bir çağdayız. Kitapta anlatılan "organik" bağlar inanılmaz!
Okuyup "farkında" olmak zorundayız.
Diğer konuda ise; kanseri önlemek için alınacak tedbirleri ve "farkında" olmamızı sağlayacak her türlü bilgiyi öğrenmeye çalışıyorum. Bu o kadar da kolay değil gerçi. Bilgi bolluğunda, doğru ve güvenilir olanı bulmaya çalışmak çok zor.
Benim bir cep telefonum olduğunda, üniversiteyi bitirmiş, çalışmaya başlamıştım. Şimdi ise, 10 yaşındaki kızımın sıra arkadaşının cep telefonu var. Bundan 15-20 yıl önce zararlı olduğu bilinmeyen(!) pek çok günlük hayat yardımcısı malzeme şimdi biliniyor ki, ya genetiği değiştirilmiş, ya bir sürü toksik kimyasal içeriyor, ya da radyasyon yayıyor. Yöneticilerin, ticari kaygılarla ve diretmelerle elleri kolları bağlı sanki. Demek ki iş başa düşüyor. Ancak durum o kadar da ümitsiz değil. Herşeye rağmen..
Çocuklarımızın ruhlarını nasıl beslediğimiz kadar, vücutlarını da nasıl beslediğimiz de önemli. Değişen dünyada ister istemez maruz kaldıkları tehlikeleri en aza indir(ebil)mek için"farkında" ve uyanık olmalıyız.
Bir de bu iki konuda Türkiye'deki en güvenilir sivil toplum örgütleri hangileridir ya da var mıdır öğrenebilsem..

Salı, Nisan 06, 2010

Aklına Geldiği Anda..Sonra Değil..

Çantamı, cüzdanımı, ruhsatımı, telefonumu, ıvır zıvırlarımı ve ev anahtarı almadan, kapıyı çekip çıktım bu sabah. Demek ki neymiş, bugünün (hatta bu anın) işini başka zamana bırakmayıp, ev anahtarını diğerlerinin yanına alma işini aklımdan geçtiği anda yapmalıymışım. Buraya da yazıyorum işte. Ders olsun sana annelog..

Perşembe, Nisan 01, 2010

Nasıl Bir Hediye İsterim?

An itibariyle, 38 yaşına adım attığım şu saatlerde, geriye ve ileriye baktığımda, durduğum yerden memnun olduğumu ve gittiğim yer ne olursa olsun, şu ana kadar yaşadıklarımın ve sahip olduklarımın, bana zaten sonsuz bir doygunluk yaşattığını bir daha hayata gelsem tamamen aynı şekilde yaşamak istediğimi, hissediyorum (Bir tek gelinliğimi ve gelin saçımı değiştirmek isterdim). Bu yüzden, nasıl bir hediye istediğimi soran hayatımdaki en mühim kişilerden birine, sadece gülümseyebildim. Zaten herşeyi olan birine nasıl hediye alınır?..Şu, kendini değil ama reklamını sevdiğim sigorta şirketi sloganı gibi: Evdeki huzur, zenginlik budur..
Nasıl bir hediye mi isterim?
Ben hediyelerimi çoktaaaan aldım.