Çarşamba, Aralık 16, 2015

Doğrudur


Yıl bitmeden, 2015 yılındaki kayıt sayısını arttırmaya çalıştığım doğrudur.  Blog ihmali söz konusu. Yine de bu yıl, defterler bitirecek kadar çok yazdım.  Kopuk kopuk, parça parça, aniden ve birbiriyle ilgisiz yazılar çıktı hep.  Olabilir.  Kabul.  Bu sene de böyle.  Fotodaki kişi resim çiziyormuş, bak şimdi farkettim.  Kolaj ve mandala yaptım bolca.  Onlara atıf olsun o zaman.

Bugün Praxia'da özür dilemenin gücü ile ilgili bir yazı paylaştım.  Yabancı kaynakların çeşitliliği inanılmaz.  Çevirip, sanki ben bilmişim de yazmışım gibi bir yazı olmasındansa, doğrudan bağlantıyı paylaşıyorum.  Daha dürüst bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.  Gün içinde aslında ufak gibi görünüp, biriktiğinde epey bir yekün tutan atık duygularla nasıl başedebileceğimizi yazsa gazeteler.  Bu çevirileri yapsalar.  Herkes okusa.  Akşam haberlerinde, okul basan gözlerini öfke bürümüş gencecik insanlar yerine, ellerinde gazete, parkta ağaç gölgesinde okuyan gençler, yaşlılar, oynayan çocuklar görsek.  Kendimizi bilsek.  En okumuşumuzun bile bir başkasını suçladığını görmesek, anlamaya çalışsak.  Böyle bir neslin eninde sonunda iyiliğe evrileceğini düşünmek, buna inanmak istiyorum.  Naif ve romantik bir istek olmaktan öte, olması gerekene inancım böyle.
Özür dilemek ufacık bir jest belki.  Son bir hafta içinde iki kez özür diledim.  Daha önce dilemem gereken durumların tekrar gün yüzüne çıkmasıyla, farketmeyip atladığım ipuçları, sonradan dank etmelerimle..Kırgınlığı daha büyütmeden, saygı ve sevgiyle özür dilemek iyileştiricidir.  İyiye doğru olan her türlü hareket ve duygu gibi.  Ufacık da olsa, büyük fark yaratır.

Etrafta, herşey çok kötü, kötülük, hastalık, kaza, cehalet her yerde diyerek dolaşmaktansa, kısa sürede söneceğini, eriyip gideceğini bildiğim cılız bir ışığı ateşliyor, açıyor olmayı tercih ediyorum.  Etrafımı ancak bu şekilde görüyorum.  Karanlıktan korkumu ancak bu şekilde yenebiliyorum.  Polyanna diye suçlanmak pahasına bu böyle.  Umutsuz olmanın ne demek olduğunu biliyorum, hatırlıyorum.  İyiye doğru ilerlemeye bir faydası yok.  Oturup ağıt yakmaktan, birbirimizi suçlamaktansa, olanı kabul edip, bundan sonra ne yapılabilire bakmak daha akıllıca olmaz mı?  Ne kadar kötü durumda olduğumuzu anlatmak, karanlıkta savunmasız kalmak gibi.  Aydınlık..Ancak, biz, her birimiz, tek tek, ışığa yöneldiğimizde mümkün.

Özür dileyebilmek erdemdir.  Küçücük bir ışıktır.  Kararmış noktaları ve cüssesinden fazlasını aydınlatır.

Böyle işte..

Hiç yorum yok: