Pazartesi, Mart 31, 2008

Nisan Gelmiş

Mart ayının geldiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım, ne zaman gelmişti fark edememiştim bile. En son Aralık ayında yazmışım. Bir süre yazmayınca da konuya nereden gireceğini bilemiyor insan. Bir de işler bastırdı artık, kimseciklere gidip okuyamadığım, okuduğumda hissettiğimi yazamadığım için de rahatsız oldum, kötü hissettim. Arayan soran arkadaşlarıma çok teşekkürler. Buralar yine aynı sıcaklığında ve içtenliğinde. Devamsızlık yapanlar unutulmuyor, aranıp soruluyor ve insana merak edildiğini önemsendiğini hissettirip mutlu ediyor.
Parmak uçlarımda birsürü yazacak şeyler birikti aslında. Hatta sanırım bu bir ihtiyaç, ara da verilse içinden geliyor insanın. Yazmak istiyor. Bu yıl benim için önemli, iş yerimde yani. Bu yıl uzun süredir yaklaşamadığım konularda tecrübe edineceğim. İnsanın hedefi olunca sabahları daha rahat işe geliyormuş onu öğrendim. Hem sektörden de düşüş sinyalleri geliyor, bundan üç dört yıl sonrası için. İş varken çalışmalı, öğrenmeli.

Yazmadığım sürede neler olup bitti hatırlamak için fotoğraflara bakıyorum, binin üzerinde fotoğraf birikmiş. Kısa bir özette herhalde şunlar olmalı: Kardeşim olmadığı için, hala veya teyze olamayacağım. Ama sağolsun amcamın oğlu doğan bebeklerinin halası olmama (daha doğrusu ben dedim oldu) müsade ettiler de, bu zevki ben de tadabildim. Hem bunlar bu kadar küçük mü olurdu kuzum? Oğlum da kızım da merakla incelediler bebeği. Birilerinden büyük olmak ve kıpırdaşan oyuncak bir bebek görmek çok hoşlarına gitti sanırım. Oğlum bebeğin ayakta durup duramadığını merak etti mesela. Bir de ismi kendi adıyla aynı olsun istedi.
Eşimin bir kızı daha oldu bu arada. Fotoğrafı yukarıda. Ufukta, gelin gibi süzülüyorsa da daha yapılacak çok işi var. Bu aşamaya gelene kadar da, diğer işleriyle ve çok daha ağır yeni sorumlulukları ile birlikte, çok yorucu bir dönem geçirdi. Ve tam teslime yaklaşırken bu yoğunluk ve yorgunluğu, çok daha artmış durumda. Herzamankinden fazla desteğe ihtiyacı var. Bazen bu kadar yükün altından nasıl kalkabiliyor, çocuklarıyla oynarken nasıl gülebiliyor, evde bize yorgunluğunu nasıl hisettirmiyor diye merak ediyorum. Ben yapamazdım. Çok zorlanır ve iflas ederdim.
Fotoğraflara sıkı sıkıya hapsettiğim diğer bir anı ise İsrail gezisi idi. Büyüleyici Kudüs'ten resimleri bir başka yazıya saklayayım.
Hala beni çok üzen ve bir türlü düzelmeyen bir konuda ise ümidimi yitirmedim. Bir de annemi özledim. İşlerini halletmek için baba evime gitti. Az kaldı gelecek.
Şimdilik bu kadar.
Buralardayım.

2 yorum:

Bir Derin Masalı dedi ki...

Oh nihayet bişeyler yazabildin şuraya yahu. Ne çok özlemişim seni. Arasıra karalayıver 2 satır lütfen...Özletme kendini...Sevgiler...
Lezzet Aşkı

Annelog Atölye dedi ki...

Teşekkürler Hande:) Öp kızını benim için. Uğrayıp baktım, kocaman olmuş maşallah!