
Yol yorgunluğu, gider gitmez katılınan düğün, oğluşun her iki köpek dişinin de patlayacak başka zaman bulamaması, uyku saatlerinin şaşması, uykusuz oldukça huzursuz da olması, hiç kucağımdan inmek istememesi, sabahın zaten altı otuzlarında uyanılıyor olması, yemek namına sadece süt içmesi, türlü şaklabanlıklara rağmen neredeyse hava ile beslenmesi, bakıcımızın kendini yıllık izinde farzederek kendi tatilini yapması, akşam dokuza kadar bir dakika oturacak zaman bulamamam, eşimin de yanımda olamaması diye uyazıp gidecek bir ton sebeple, hemen geri dönmek istedim. Dinlenme amaçlı bir tatil değildi bu zaten. Ama en azından evimin rahatında çocuklarımla birlikte olurum dedim. Olmadı, erken dönemedik. Hep bir harala gürele içindeydik. Annem de çok yoruldu. Neyse ki herkes memnun ayrıldı. Mesela kayınvalidem hayatımın tatili oldu bu dedi. Defalarca teşekkür etti. Çocuklara çok düşkün zaten. Mest oldu mest. Anneannem de aynı şekilde. Memnundu. Bakıcımız ve iki oğlu da iyi vakit geçirmişler. Bu sabah teşekkür için anneme ve bana hediyeler getirmiş.
Çocuklarımın büyüklerle birlikte olmaları çok önemli. Anneanne, babaanne, nine (dedelerimiz de olsaydı keşke) sevgi ve ilgisini, hatta hafif şımartmalarını mutlaka yaşamalılar. Tatilde bol bol görüşme imkanları oldu neyse ki.
Geçen hafta ortasında döndük evimize ve benim için asıl tatil o zaman başladı. O zaman gerçekten çocuklarımla olabildim. Ve bu sabah işe gelmek inanılmaz acı verdi. Kızımın neşesi ve enerjisi, oğlumun insanı kendine aşık eden şekerliği ve iki hafta kesintisiz izleyebildiğim gelişimi inanılmazdı. Sabah öptüm her ikisini de. El salladılar bana. Keyifleri yerindeydi. Ben de tatil fotoğraflarına bakıyorum, henüz çalışmaya başlayamadım. Meyller de birikmiş zaten.
Gerçek hayata hoşgeldim..