Pazartesi, Ekim 27, 2014

Yazı Evi Radyo

Sevgili Arzu'nun hazırladığı, Yazıevi Radyo'da yayınlanan Olmasa Mektubun programı, biraz önce bitti.  Şöyle diyor Arzu; Olmasa mektuplarımız, yazdıklarımız olmasa, kim inanır yaşadığımıza.  Doğru, kim inanır bir zamanlar var olduğumuza, yazdıklarımız olmasa.  Dijital bilgi çağının, elimizden aldığı kalemin yerine, parmak uçlarımızdan darbe alan tuşlar var artık.  Bir hamlede "mektuplarımız" ulaşıveriyor adrese.  Kenarı çiçekli, tertemiz, belki kokulu mektup kağıtlarının artık kullanılmadığı bir çağdayız.  Özenle yazılıp, dikkatle katlanmış, el yazımızdan kimlik tahilili yapılacak kadar bizi yansıtan mektuplar, eskiye ait anılar oldular.  Hatta unutuldular.  Arzu'nun hazırladığı program, tüm bu hafıza erozyonuna inat, bize mektup yazmayı hatırlatıyor.  Duyguların giderek görünmez olduğu bir çağda, elle tutulur yürekle hissdilir belgelerdir mektuplar.  En son ne zaman mektup yazdım birine hatırlamıyorum.  Söz uçar, yazı kalır demişler.  Sonsuzluğu arayan insan ruhuna, kalemin ucundan damlayan duygularla yazılmış  bir mektuptan daha iyi ne gelebilir? Mektup yazmayı hatırlamak gerek.  "Sevgili ....." diye başlamak, satır çizgilerine harfleri özenle denk getirmeye çalışarak, içtenlikle ve açıklıkla yazmak gerek.  Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öpmek, soranlara selam göndermek gerek.   Siz de yazın..Yazacak kimseniz yok mu? Yukarıdaki bağlantıda posta adresi var.  Ne olursa, içinizden ne gelirse yazın, gönderin Arzu'ya.  Kentleşmeye, elektronikleşmeye inat, tekdüze karakterli mesajlar yerine kendinize ait, tüm yaşamınızın aynası el yazınızla mektup yazıp, postalayın.  Çok iyi gelecek.  Yazana, okuyana, dinleyene, hepimize...

Hiç yorum yok: