Pazartesi, Mart 15, 2010

Küçük Ama Önemli Bir Rol

On gün kadar önce, Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde, Ali Erdoğan'ın "Küçük Ama Önemli Bir Rol" oyununu izlemeye gittik. Gittiğimiz çocuk oyunlarını saymazsak, sanırım en son 10 yıl önce Yıldız Kenter'in Martı'sına gitmiştik, tiyatro namına. Epey tuhaf hissettik önce..Bir de salon dolu olmayınca, eskisi gibi, sahnedeki oyunculardan özür dilemek geldi içimden. "Kusura bakmayın, ne olur, emek verip hazırlamışsınız, ama diğerlerinin mutlaka önemli mazeretleri vardır da gelememişlerdir" demek istedim. Oyundan hemen önce, kültür merkezinin biraz ilerisindeki şirin mantıcı Hammur'da, acılı mantılarımızı yedik. Ev ve el yapımı, nefis bir mantı idi. Oyun öncesi için tavsiye edilir.
Oyun başlamadan önce, birçok kez oğlumun bu merkeze tiyatroya geldiğini ve bir defasında da bir arkadaşının merdivenlerden yuvarlandığını hatırladım, üst kata çıkarken. Anaokulu çocukları için zorlu bir etap bu merdivenler. Başka bir çözümü, başka bir sahnesi yok mu acaba buranın? Ve neden olabileceğinden daha az bakımlı ve daha az özen gösterilmiş burası?
Salona girip kapılar kapandıktan, geç gelenlere sinir olunup, boş koltuklar için üzüldükten, e on yıldır sen nerdesin diye kendime kızıldıktan sonra, oyun başladı..
Ali Erdoğan'a televizyondan aşinayım ama sahnede ne kadar da sakin, kendinden emin, rahat..İnsanın kendi yazdığı oyunu sahnelemesi nasıl bir duygu bilemiyorum ama salon tamamen doluymuşçasına oynuyor hissi verdi bana. Yanlız kendisi değil, tüm ekip..Hikaye de çok hoştu. Rollerimiden hoşnut olabilmeyi, burnumuzun dibindekini farkedebilmeyi, eksikliklerimizin girinti ve çıkıntılarının başkalarının eksikliklerini tamamlayabileceğini ve böylece birbirimizin hayatında fark yaratabileceğimizi anlatıyordu bence. En azından bana ulaşan mesajı bu oldu oyunun. Işıltı ve ihtişamlı hayatların aksine, küçük ama önemli rollerin kahramanlarıyız hepimiz. Hüzünlü de bir aşk hikayesi aslında bence. Birlikte yaşlanamayan, belki birbirlerine ne kadar uygun olduğunu, burunlarının dibinde olmasına rağmen göremeyen iki insanın, bence, hüzünlü hikayesi..
Bizim hoşumuza gitti. Rollerimize daha bir sarıldık çıkışta sanki.
Oyundan bir iki gün sonra, çok sevdiğim birini kaybettim. Aslında, ani ayrılış haberini alana kadar, benim için ne kadar kıymetli olduğunu anlayamadığımı, hayatımdaki, küçük ama önemli rolünü geç farkettiğim bir insanın, ölümüne inanmak çok zor geldi. Hatta, hala birazdan çıkıp gelecekmiş gibi..
Çok geç..

Çarşamba, Mart 03, 2010

Güvenlik Sorunu

Dün akşam okuldan dönerken;
-Anne, hırsızlar kameraların görmediği yerden gelirse noolur?
(Hoppalaaa..Hırsız meselesi nerden çıktı biir, korkutmadan ve inandırıcı cevap saniyenin onda birinde nasıl düşünülür ikiii..)
-E şey..Aslında birşey olmaz (hadi canım, daha iyisini düşünebilirdim!). Kameraların görmediği yerden girerse güvenlik görevlileri olur, onlar engellerler.
-Ya görevliler de görmeden girerse?
(yok, sarpa sarıyor bu iş..)
-O zaman da polisler var, sürekli güvenliği sağlamak için dolaşıyorlar..
-...
Yok olmadı, ikna edemedim..Neyse ki eve geliyoruz bu arada..Tam kapıya doğru ilerlerken:
-Hırsızlar ne renk giyer anne?
-Koyu renk giyerler herhalde..
-Neden hırsız olurlar?
(Giderek zorlaşıyor..Acil yardım gerek bana!)
-Sanırım okula gitmedikleri için canım..Okuyup öğrenmedikleri için galiba..
Kapı açılıyor neyse ki..
-Aaa anneanne gelmiiiiiş..
(ohhh derin bir nefes..)
Nerden çıktı bu hırsız meselesi bilmiyorum ama benim de aklımı kurcalayan sorular bunlar..Tam olarak bilmediğimi de daha iyi belli edemezdim herhalde..
Bu sabah işe gelirken yolda işsizlik rakamlarının geldiği ve gelebileceği boyutlardan bahsediliyordu. Sunucu ilginç bir bilgi verdi. En az işsizlik yaşanan sektör, güvenlik sektörüymüş. İşsizlik oranı sadece %1,6 imiş..İşi gücü, amacı, aşı, ailesi, kendine ve topluma saygısı azaldıkdıkça bireylerin, güvenlik elemanlarını gerektirecek bir tedirginlik ve güvensizlik salgını mı başlatıyorlar acaba toplumda? Kendi insanımızdan korkar, iş verip çalıştıramadıklarımızdan korunmak için güvenlik elemanı tutar hale mi geldik acaba?
Gerçekten kameraların görmediği yerden girip, iç huzurumuzu çalar mı hırsızlar?